Berlin Türk Şehitliği Türkiye Cumhuriyeti’nin yurt dışında kendi malı olan ve geçirdiği ilginç aşamalar nedeniyle eşi benzeri olmayan bir yerdir.
Şehitlik arazisi içinde mezarlık, cami ve bir de anıt mevcuttur. İnşaatı bitmiş olan yeni camide günümüzde beş bin kişi ibadet edebilmektedir.
Berlin Türk şehitliği, Prusya Krallığı’nın Osmanlı Devleti’ne bir armağanıdır. Yüzyıllar boyu dost ve müttefik olarak yaşayan Osmanlı’nın ve Prusya’nın olduğu gibi, günümüzde de Türkiye ve Almanya’nın bir dostluk simgesidir Berlin Türk Şehitliği.
Türk-Alman dostluğu 1711 yılında tahta çıkan Prusya kralı 1. Friedrich Wilhelm zamanına dek uzanır. Prusya’da ilk olarak sıkı ve disiplinli bir idare tarzı uygulayan 1. Friedrich Wilhelm, Avusturya, Fransa ve Rusya karşısında küçük kalan krallığının korunabilmesi için Avrupa’nın en disiplinli ve darbeci ordusunu kurmuştu. Bu orduda çoğu Türklerden oluşan müslüman atlı birlikleri hizmet ediyordu.
Friedrich Wilhelm’in oğlu, ünlü Prusya kralı 2. Friedrich, öteki adıyla ‘Friedrich der Große’ (Büyük Friedrich) hükümeti zamanında bu dostluğa daha da büyük önem verilerek, ilk Osmanlı-Prusya Dostluk ve Ticaret Anlaşması imzalanmıştır. Büyük Friedrich’in şu ünlü sözleri, bu günkü Türk ve Alman toplumlarının ilişkileri bakımından hala özel bir anlam içermektedir: ‘Eğer Türkler gelip ülkemde yerleşseler onlara camiler yapardım.’
Üç yüz yıldır devam eden bu dostluğun simgesi olan Berlin Türk Şehitliği nasıl kurulmuştu?
Osmanlı’nın ilk sürekli elçisi olarak 3 Haziran 1797’de Berlin’e gelen devlet adamı şair ve tasavvufçu Giritli Aziz Efendi burada 29 Ekim 1798’de vefat edince, elçinin cenazesinin ne olacağı gündeme gelir.
O zamanki şartlara göre cenaze nakil söz konusu olamayacağından, Prusya kralı 3.Friedrich Wilhelm şimdiki şehitliğin birkaç kilometre uzağında bulunan Urban caddesinde, elçinin cenazesi için bir mezarlık yeri ayırır. Kitapların yazdığına göre Aziz Efendi’nin cenaze törenine Binlerce Berlinli katılmıştır.
Birkaç yıl sonra, 28 Nisan 1804 yılında Osmanlı maslahatgüzarı Mehmet Esat Efendi de Berlin’de vefat edince, bu zatın cenazesi de Ali Aziz Efendi’nin yanına defnedilir.
Bu iki devlet adamının mezarları zamanla unutulmuş, ot ve fundalıkların arasında kaybolmuştur.
1836 yılında bir Alman çiftçi tarafından rastlantı sonucu tekrar bulunan bu küçük Türk mezarlığına 1839 yılında vefat eden elçilik katibi Rahmi Efendi, 1853 yılında vefat eden Rasim Efendi adlı bir harbiye öğrencisi ve 1854 yılında da Aziz Ağa adlı bir Türk defnedilmiştir.
1866 yılında bu mezarlık, zamanın Osmanlı padişahından izin alınarak bu günkü yerine, Columbia Caddesine taşınmıştır. Prusya kralı yeni Türk mezarlığı için geniş bir arazi hibe etmiş ve bu mezarlığı bir sıra yapılarla donatarak Türk-Alman dostluğuna yakışır bir duruma getirmiştir.
Birinci Dünya Savaşı’nda yaralanarak tedavi için getirildikleri Berlin’de vefat eden Osmanlı subayları da bu mezarlığa defnedilince, mezarlığa ‘Şehitlik’ denmeye başlanmıştır. Bu şehitlik daha sonra resmen ‘T.C. Milli Savunma Bakanlığı Berlin Türk Şehitliği’ ünvanını almıştır.