Allah’ın Resulü cinsel hayatla ilgili farzlar ve haramları mümin erkeklere ve kadınlara ayrı ayrı öğretiyordu. Fakat cemaat namazına erkekler yanısıra kadınlar da katıldığı için müşterek öğretimde bulunduğu zamanlar da oluyordu.
Şu hadîsi müşterek öğretime bir misal olarak verebiliriz:
Yezîd kızı Esma (r.anha) bizzat şahit olduğu olayı şöyle anlatıyor.
(Bir namaz sonrasıydı.) Çevresinde erkekler ve kadınlar (ayrı ayrı) oturuyorken Allah’ın Resulü (suali içeren bir üslupla) şöyle buyurdu:
-Galiba (içinizde)
karısı ile yaptıklarını açıklayan erkeklerle, kocası ile yaptıklarını anlatan kadınlar var?
Topluluktan bir cevap çıkmayınca şöyle dedim:
- Evet, var Ya Resülallah! Allah’a yemin ederim ki erkekler de bu şekilde konuşuyorlar. Kadınlar da böyle laflar ediyorlar.
(Benim bu açıklamam üzerine) Allah’ın Resulü şu talimatı verdi:
-Cinsel hayatınızı açığa vururcasına konuşmayınız. Bu şekilde konuşan erkek ve kadın, erkeği dişisine raslayan ve insanlar kendilerine bakıp dururken erkeği dişisinin işini bitiren erkek ve dişi şeytan gibidir.” (Ebü Davud, Nikah: 49)
Kadınlar da Cinsel Konularda Bilmediklerini Hz. Peygambere Sorarlardı:
Ümmü Süleym Hz. Peygamberin eşlerinden Ümmü Seleme’nin (r.a.) komşusuydu. (Zaman zaman) O’nu ziyaret ederdi. Bu ziyaretlerinden birinde Allah’ın Resulü çıkagelince O’na sordu:
-Ya Resülallah! Rüyasında kocasının (veya bir başka erkeğin) kendisiyle cinsî münasebette bulunduğunu gören kadının yıkanması gerekir mi? Ne buyurursunuz?
(Böylesine bir sualin sorulmuş olması utandırmış olacak ki) Hz. Ümmü Seleme, Ümmü Süleym’e yönelerek şöylece serzenişte bulundu:
-Allah iyiliğini versin. Baltayı taşa vurdun Ya Ümmü Süleym! Allah’ın Resülü’nün huzurunda kadınları küçük düşürdün.
-Şüphesiz ki Allah gerçeği bildirip emretmekten utanmaz (ve utanılmasını da emir buyurmaz.) Bizim kesin olarak bilmediğimiz hususları Allah’ın Resulü’ne sormamız o hususlarda (gerçekleri) görmez-bilmez bir körlük içinde olmamızdan daha hayırlıdır.
(Ümmü Süleym’in sualinin ve gerekçesinin doğruluğunu onaylamak için) Allah’ın Resulü: “Allah asıl senin iyiliğini versin. Çıkmaza giren sensin Ya Ümmü Seleme!” dedi ve sualin cevabı olarak da şöyle buyurdu:
“Evet Ya Ümmü Süleym! Rüyalanan kadının menisi geldiğinde yıkanması gerekir.” (Ahmet b. Hanbel, Müsned: 6/377.) Gusül abdestinin farz olması için kadının rüyada ilişkide bulunmuş ve boşalmış olması lazımdır.
Cinselliği Korumak ve Kullanmak da İbadettir.
İnsanlarda cinsel organları, tatmin edilmek istenen cinsel arzuları yaratan ve üreme görevini yükleyen Allah’tır. O’nun yarattığı cinselliğe saygı duyarak ve O’nun koyduğu yasalar içinde evlilik yoluyla cinsel organları kullanarak tatmine ve üremeye yönelmek Allah’ın yarattığını ve yüklediği görevleri korumaktır.
Allah’ın ve Peygamberinin emirlerini uygulayarak evlenmek ve böylece cinsel hayatı başlatıp sürdürmekte ibadettir.
Ameller Niyetlere Göredir.
İnsanın niyeti halis, Allah’ın ve Resulünün emirlerine uygun olursa her işi aslında ibadettir. Helal rızık için çalışmak, nefsi ve nesli korumak için evlenmek ve daha nice günlük hayatımızdaki işler niyetlerimize göre ibadet olabilmektedir. Zira Hz. Peygamber (s.a.v.) bu konuda şöyle buyurmuştur: “Ameller ancak niyetlere göredir. Ve ancak her kişiye niyet ettiği vardır. O halde kimin hicreti Allah’a ve Rasülüne ise, onun hicreti Allah’a ve Rasulünedir. Kimin de hicreti elde edeceği bir dünyalık veya evleneceği bir kadına ise, onun da hicreti hicret ettiği şeyedir.” (Buhari, iman:41, Nikah:5. Müslim, İmaret: 153. Ebu Davud, Talak:11. Tirmizi, Fazail-i Cihad: 16).
Amellerimizin niyetimize göre ibadet olduğuna en güzel delil yine Fahr-i Kainat Efendimizin bir hadis-i şerifidir.
Cinsel Haramlardan Korunmak İçin Eşle Cinsel İlişki İbadettir Ve Sadakadır.
Sahabî Ebu Zerr (r.a.) anlatıyor. Allah’ın Resulü şöyle buyurdu:
-”Sübhanellah” şeklinde her bir tesbihde, “Elhamdülillah” şeklindeki her bir hamdde, “Allahü Ekber” şeklindeki her bir tekbirde, “la ilahe illellah” şeklindeki her bir tehlilde, her bir Hakk’a çağırmada ve her bir batıl’dan sakındırmada sadaka sevabı vardır.
(Hatta) sizden birinizin eşi ile cinsî münasebette bulunmasında bile sadaka (sevabı) vardır.
Ashab-ı Kiram (hayret ve de merakla) sordular:
Ya Resülallah! Bizden biri cinsel arzularını tatmin eder de bu sebeple ona nasıl sevap verilir?
-(Pek tabîi ki verilir. Ya sizlerden biri) zina yapacak olsaydı, yaptığı zinadan ötürü günaha girmeyecek miydi? Buna ne dersiniz? Bunun gibi, nikahlı eşiyle cinsel ilişkide bulunduğu zaman da kendisine sevap verilir. (Mişkatü’l-Mesabih, Hadis no: 1898. Müslim, Zekat:52. Ebu Davud, Tatavvu’: 12, Edep: 160. Müsned: 7/168)
Şu hadîsi müşterek öğretime bir misal olarak verebiliriz:
Yezîd kızı Esma (r.anha) bizzat şahit olduğu olayı şöyle anlatıyor.
(Bir namaz sonrasıydı.) Çevresinde erkekler ve kadınlar (ayrı ayrı) oturuyorken Allah’ın Resulü (suali içeren bir üslupla) şöyle buyurdu:
-Galiba (içinizde)
karısı ile yaptıklarını açıklayan erkeklerle, kocası ile yaptıklarını anlatan kadınlar var?
Topluluktan bir cevap çıkmayınca şöyle dedim:
- Evet, var Ya Resülallah! Allah’a yemin ederim ki erkekler de bu şekilde konuşuyorlar. Kadınlar da böyle laflar ediyorlar.
(Benim bu açıklamam üzerine) Allah’ın Resulü şu talimatı verdi:
-Cinsel hayatınızı açığa vururcasına konuşmayınız. Bu şekilde konuşan erkek ve kadın, erkeği dişisine raslayan ve insanlar kendilerine bakıp dururken erkeği dişisinin işini bitiren erkek ve dişi şeytan gibidir.” (Ebü Davud, Nikah: 49)
Kadınlar da Cinsel Konularda Bilmediklerini Hz. Peygambere Sorarlardı:
Ümmü Süleym Hz. Peygamberin eşlerinden Ümmü Seleme’nin (r.a.) komşusuydu. (Zaman zaman) O’nu ziyaret ederdi. Bu ziyaretlerinden birinde Allah’ın Resulü çıkagelince O’na sordu:
-Ya Resülallah! Rüyasında kocasının (veya bir başka erkeğin) kendisiyle cinsî münasebette bulunduğunu gören kadının yıkanması gerekir mi? Ne buyurursunuz?
(Böylesine bir sualin sorulmuş olması utandırmış olacak ki) Hz. Ümmü Seleme, Ümmü Süleym’e yönelerek şöylece serzenişte bulundu:
-Allah iyiliğini versin. Baltayı taşa vurdun Ya Ümmü Süleym! Allah’ın Resülü’nün huzurunda kadınları küçük düşürdün.
-Şüphesiz ki Allah gerçeği bildirip emretmekten utanmaz (ve utanılmasını da emir buyurmaz.) Bizim kesin olarak bilmediğimiz hususları Allah’ın Resulü’ne sormamız o hususlarda (gerçekleri) görmez-bilmez bir körlük içinde olmamızdan daha hayırlıdır.
(Ümmü Süleym’in sualinin ve gerekçesinin doğruluğunu onaylamak için) Allah’ın Resulü: “Allah asıl senin iyiliğini versin. Çıkmaza giren sensin Ya Ümmü Seleme!” dedi ve sualin cevabı olarak da şöyle buyurdu:
“Evet Ya Ümmü Süleym! Rüyalanan kadının menisi geldiğinde yıkanması gerekir.” (Ahmet b. Hanbel, Müsned: 6/377.) Gusül abdestinin farz olması için kadının rüyada ilişkide bulunmuş ve boşalmış olması lazımdır.
Cinselliği Korumak ve Kullanmak da İbadettir.
İnsanlarda cinsel organları, tatmin edilmek istenen cinsel arzuları yaratan ve üreme görevini yükleyen Allah’tır. O’nun yarattığı cinselliğe saygı duyarak ve O’nun koyduğu yasalar içinde evlilik yoluyla cinsel organları kullanarak tatmine ve üremeye yönelmek Allah’ın yarattığını ve yüklediği görevleri korumaktır.
Allah’ın ve Peygamberinin emirlerini uygulayarak evlenmek ve böylece cinsel hayatı başlatıp sürdürmekte ibadettir.
Ameller Niyetlere Göredir.
İnsanın niyeti halis, Allah’ın ve Resulünün emirlerine uygun olursa her işi aslında ibadettir. Helal rızık için çalışmak, nefsi ve nesli korumak için evlenmek ve daha nice günlük hayatımızdaki işler niyetlerimize göre ibadet olabilmektedir. Zira Hz. Peygamber (s.a.v.) bu konuda şöyle buyurmuştur: “Ameller ancak niyetlere göredir. Ve ancak her kişiye niyet ettiği vardır. O halde kimin hicreti Allah’a ve Rasülüne ise, onun hicreti Allah’a ve Rasulünedir. Kimin de hicreti elde edeceği bir dünyalık veya evleneceği bir kadına ise, onun da hicreti hicret ettiği şeyedir.” (Buhari, iman:41, Nikah:5. Müslim, İmaret: 153. Ebu Davud, Talak:11. Tirmizi, Fazail-i Cihad: 16).
Amellerimizin niyetimize göre ibadet olduğuna en güzel delil yine Fahr-i Kainat Efendimizin bir hadis-i şerifidir.
Cinsel Haramlardan Korunmak İçin Eşle Cinsel İlişki İbadettir Ve Sadakadır.
Sahabî Ebu Zerr (r.a.) anlatıyor. Allah’ın Resulü şöyle buyurdu:
-”Sübhanellah” şeklinde her bir tesbihde, “Elhamdülillah” şeklindeki her bir hamdde, “Allahü Ekber” şeklindeki her bir tekbirde, “la ilahe illellah” şeklindeki her bir tehlilde, her bir Hakk’a çağırmada ve her bir batıl’dan sakındırmada sadaka sevabı vardır.
(Hatta) sizden birinizin eşi ile cinsî münasebette bulunmasında bile sadaka (sevabı) vardır.
Ashab-ı Kiram (hayret ve de merakla) sordular:
Ya Resülallah! Bizden biri cinsel arzularını tatmin eder de bu sebeple ona nasıl sevap verilir?
-(Pek tabîi ki verilir. Ya sizlerden biri) zina yapacak olsaydı, yaptığı zinadan ötürü günaha girmeyecek miydi? Buna ne dersiniz? Bunun gibi, nikahlı eşiyle cinsel ilişkide bulunduğu zaman da kendisine sevap verilir. (Mişkatü’l-Mesabih, Hadis no: 1898. Müslim, Zekat:52. Ebu Davud, Tatavvu’: 12, Edep: 160. Müsned: 7/168)